Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?








DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ NEDİR?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, hayatın içindeki deneyimlerlerden faydalanılarak tasarlanmış bir bilgi teknolojisidir. Deneyimsel kısmını geçmişten, tasarım kısmını ise şimdiki ve gelecek zamandan alarak geçmişin deneyimleri ile şu ana ve geleceğe köprüler kurar. Yeryüzündeki tüm canlı ve cansız varlıkların hayatlarındaki ortak deneyimleri harmanlayarak insanların hem bugününü hem de yarın gideceği yolun haritasını, deneyimselleştirilmiş öngörülerle çizmesine olanak sağlar.

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın hayattaki amacını amaç edinmiştir. İnsan bir kez geldiği şu hayatta ne yaparsa yapsın mutlu olmak, başarılı olmak ve etrafındakilerle doyumlu ve kaliteli ilişkiler kurmak için yapar. Bu amaçlar tüm insanlar için ne kadar ortaksa, bu amaca götürdüğüne inandığı yollar da o kadar çeşitlidir. İnsan bazen onu mutluluğa ve başarıya götürecek yolların seçiminde yanılır. Yanlış yerlerde yanlış kazançlar arar. Yanlış davranışlarla ve yanlış hamlelerle olumlu sonuçlar bekler. Eğer varmak istediği yer ya da gideceği yola dair bir bilgisi yoksa, bir bilinmez içinden doğaçlama yapar ve  sanki daha iyisiymiş gibi gelene yönlenir. Dener, yanılır, bulur, öğrenir. Her seferinde deneyerek ortaya çıkacak başarılı ve başarısız sonuçları bizzat gözlemleyerek sonuca ulaşmayı tercih eder. Oysa hayattaki en pahalı, en zaman kaybettirici ve en kârı düşük öğrenme yöntemi deneme-yanılma (trial-error method) yöntemidir.

 

Bu sebeple Deneyimsel Öğreti ulaşılması istenen bir amaç ve hedef doğrultusunda deneyimselleştirilmiş öngörüleri insanlara sunarak, bu hayattaki nihai amacına deneme yanılma yapmadan, en kısa yoldan ve en etkili biçimde ulaşma fırsatı sunar. Deneyimselleştirilmiş bilgilerden oluşur ve paylaşılan her bilginin dört temel özelliği vardır. 





BİLGİLER TUTARLIDIR ... 

Bilimsel araştırma yöntemleri kullanarak ortaya koyduğu tüm yasaları yine bilimsel güvenilirlik yöntemleri ile test eder. Bu güvenilirlik yöntemlerinden biri  tutarlılıktır. Tutarlılık, yasasal bir düzen içinde tanımlanan tüm yasaların, tüm durumlar ve konular için geçerli olması halidir. Diğer bir deyişle, ortaya konan yasaların birbiri ile çelişkili sonuçlar üretmemesi de denilebilir. Öğreti'nin bugüne kadar geniş kitleler tarafından kabul görmesini sağlayan sebep, deşifre ettiği yasaların ve ortaya koyduğu stratejilerin kendi içinde tutarlı oluşudur. Her bir bilgi diğer bir bilgiyle ortak bir yasa üzerinden birbirine bağlıdır.

 

Bir bilimsel güvenirlilik yöntemi olan tutarlılık; ortaya koyulan bilgilerin kendi içinde bir sistematiğe sahip olmasını sağlar. Her bir bilgi bir sonraki bilgiyi destekler ve ispatlar niteliktedir. Bilgiler arasında her hangi bir çelişki yoktur. Tam aksine tüm bilgiler arasında mutlak bir ilişki vardır. Tıpkı fizik, kimya veya matematik gibi pozitif bilimlerdeki aksiyom ve yasaların diğer aksiyom ve yasalar ile olan ilişkisi gibi... Nasıl ki pozitif bilimlerde tutarlı bir bilgi, bir diğer bilgiye kapı açarsa, Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nde anlatılan her bir bilgi de yeni bir bilgiye kapı açar.

 

Her bilgi, salt gerçekliğin ifadesidir. Gerçek, aynı zamanda tutarlı içerik demektir. Bilimsel tüm süreçlerde de ortaya konduğu üzere, bir bilginin gerçek olup olmadığının belirlenebilmesi için tutarlılık testinden geçirilmesi gerekir. Bir bilginin ne kadar tutarlı olduğu, kendisinin zıttı meydana geldiğindeki durumlara bakılarak anlaşılabilir. Verilen bilginin tam zıttında meydana gelen sonuç, kendisi meydana geldiğindeki ortaya çıkan sonuçtan ne kadar zıtsa, verilen bilgi o kadar gerçek ve bir o kadar da tutarlıdır. Aynı zamanda, tutarlı bir bilginin hem rasyonel, yani akıl ve mantığa yatan hem de diğer bilgilerle uyumlu olup birbirini desteklemesi gerekir. Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nde yer alan tüm bilgiler hem rasyonel hem de diğer bilgilerle ilişkilidir.


BİLGİLER FAYDALIDIR...

Tüm bilgiler pragmatiktir. Yani bir bireyin toplamdaki faydasını göz önünde tutarak oluşturulmuş bilgilerdir. Bir bilgi ancak fayda sağlıyorsa aktarılır. Faydalı olan bir bilginin kişiyi tüm zamanlarında daha iyiye götürme özelliği vardır. Bu sebeple Deneyimsel Tasarım Öğretisi’ndeki tüm bilgilerin amacı bireyin tüm zamanlarında dününe göre iyi olmasına yardımcı olmaktır. İnsan, doğası gereği anlık çıkarları ile toplamdaki faydasını karıştırabilir. Anlık olarak acı verebilecek pek çok şey, ona hayatının toplamında fayda sağlıyor olabilir ya da anlık olarak keyif veren pek çok şey onu toplamda zarara uğratabilir.

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insana anlık haz ve toplamda fayda veren pek çok şeyin ayrımını belirgin bir şekilde yapmasını sağlayacak  bilgiler içerir. Her bilgi daha büyük bir fayda sağlamak için aktarılır. Daha büyük bir fayda sağlamayacaksa,  o bilgi müfredata dahil edilmez. Bu bilgiler kişinin tüm hayatında mutlu ve başarılı olmasına destek olmak için tasarlanmıştır.

 

Deneyimsel Öğreti insan davranışlarını incelediğinden, davranışsal boyuttaki doğruyu ve yanlışı ayrıştıran bir bilgi teknolojisi de denilebilir. Bu ayrıştırmayı yaparken, o davranışların meydana getirdiği sonuçlara göre değerlendirme yapar. Bu değerlendirme yapılırken “fayda ilkesi” bir yöntem olarak kullanılır.

 

Termodinamik yasalardan elektromanyetizmanın temel varsayımlarına kadar fiziğin en temel konuları doğada bir boşluğun olduğunu kabul etmediği gibi, hayatın içinde boşluğun olduğunu kabul etmez. Buradan yola çıkılarak, ele alınan bir bilginin ya faydalı ya da zararlı olduğu gerçeğine ulaşılır. Fayda sağlamayan her şey mutlaka zarar verecektir. Dolayısıyla hayatın içinde insanın yapmış olduğu her davranış ve hamle onu ya faydaya ya da zarara yaklaştırır. Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nin içerdiği bilgilerin pragmatik özelliği sayesinde  bireyin her bir davranışında kendisini faydaya yaklaştırması, zarardan da bir o kadar uzaklaştırması hedeflenir.


 BİLGİLER UYGULANABİLİRDİR...

Uygulanabilirlik ilkesi, bir bilginin doğrudan bir insanın hayatına geçirilebilir olması ile ilgilidir. Bilgiler pratiktir, her zaman ve her yerde uygulanabilir. Anlatılan her içerik, hemen hayata geçirilebilen pratik bilgilerden oluşur. Yeryüzünün deneyimleriyle tasarlanmış bir bilgi topluluğu olduğundan uygulanamaması söz konusu değildir. Öğretiyi duyan kitlelerin de anlatılan bilgilerin taşıyıcısı değil yaşayıcısı olması hedeflenir. İnsan zihni, duyduğu ama uygulayamadığı bilgiyi saklama yeteneğine sahip değildir. İnsan öğrendiği bilgiyi uyguladıkça o bilgiye değer verir ve sahiplenir. 

 

BİLGİLER ANLAŞILABİLİRDİR...

Bilimsel verilerden ve araştırma yöntemlerinden faydalanır. Ancak bunları strateji olarak insanlığın kullanımına sunarken çok yalın ve sade bir dil kullanır. Bilimsel olarak araştırır ama sanatsal olarak aktarır. Bu sebepten dolayı anlatılan bilgiler toplumun farklı eğitim ve kültür seviyelerindeki insanlar tarafından anlaşılabilir. İnsanları etkilemek için az bilinen kelimeler ve birtakım terminolojiler barındırmaz. 

Anlaşılabilirlik ilkesini epistemoloji üzerine inşa eder. Epistemoloji, kavramların gerçek anlamlarını, doğasını ve kaynağını ele alır ve ortaya çıkartır. İnsan, doğası gereği duyduğu her bilgiyi bildiğini zanneder. Günlük dilde gerçek anlamlarını bilmeden onlarca kelime kullanır. Oysa kullandığı kelimelerin zihnindeki tanımı başka, gerçek tanımı başkadır. İnsan, bir davranışı ya da kavramı anlayamadığında ona verdiği tepkiler de doğaçlama olmaya başlar. Bir bilinmezin içinde denemeler ve yanılmalar yapar. Bir acı ile karşılaştığında uzaklaşan insan, bir haz bulunca da ona yaklaşmak ister. Edindiği tecrübe ve yanılgılarıyla bir kez geldiği şu hayata yön vermeye çalışır. Yön verirken varmaya çalıştığı tek yer, yani ana amaç, başarı ve mutluluktur.

 Amaçlar tüm insanlar için ortak olsa da buna götürdüğüne inandığı hedefler çok farklıdır. Hedefleri belirlerken de çoğu kez başarı ve mutluluğun epistemolojisini değil zihnindeki kendi tanımlamış olduğu başarı ve mutluluğa yönelik hedefler belirler. Belirlediği hedeflerin sonunda da o hedefin kendisini gerçek mutluluk ve başarıya götürmediğini farkeder. Halbuki gerçek başarıya ve mutluluğa ancak onları doğru tanımlayarak erişilebilir.


Bu sebeple, Deneyimsel Tasarım Öğretisi, kavramların gerçek anlamlarını açıklar. Tıpkı başarı ve mutluluk gibi günlük dilde sık sık kullandığımız pek çok kelimenin de epistomolojisini (gerçek anlamını) deşifre ederek insanlığın kullanımına sunar. Kavramların gerçek anlamları bilindiğinde kişinin zihnindeki belirsizlikler ortadan kalkar. Bu yüzden insan, düşebileceği tuzaklara ve alabileceği önlemlere karşı daha hazırlıklı olur. Bireyin hem doğru yerde tepkiler verebilmesini sağlar hem de gerçek problemini de fark ettirip bireyi çözüme ulaştırır.


İnsanoğlunun tepki verebilmesi için algılaması gerekir. İnsanın düşünceleri ne kadar önemli olursa olsun, iletişim kurduğu kişinin davranışlarına bakarak tepki verir. İnsanlar, düşüncelerimize değil, davranışlarımıza bakarak bizleri değerlendirir ve hakkımızda bir fikir sahibi olurlar. Oysa biz, kendi inandığımız ve hissettiğimiz şeylerle diğer insanların hakkımızda fikir sahibi olduğunu ve değerlendirildiğimizi zannederiz.


İnsan, davrandığı kadardır. Kişi nasıl davranıyorsa, o kadar anlayabilmiş demektir.


Anlatılan tüm bilgiler bu dört temel süzgeçten geçirilmiş ve hayatın içindeki her alana uygulanarak bilgilerin tutarlılığı gözden geçirilmiştir. Bu dört temel ilkeden sadece bir tanesi bile o bilginin özelliği değilse bilgi müfredat dışı kalır.

 

İnsanoğlu var olduğundan bu yana amacı hiç değişmedi; Mutlu ve Başarılı olmak...

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi de, insanın amacını amaç edinmiştir. Sunduğu stratejilerle dününe göre daha mutlu, daha başarılı ve daha marifetli biri olmasına destek olur. Bu sebeple, insanın bugün nasıl olduğuyla değil, dününe göre nasıl olduğuyla ilgilenir. Kişinin ihtiyacına bakar ve ona göre stratejiler üreterek ona yöntemler sunar.

 

Post a Comment

Teşekkürler