Kış mevsiminde olmalarına rağmen güneşli bir güne uyanmıştılar. Bu aslında onlar için çok önemliydi. Kardan dolayı bir haftadır kapalı olan yolları bugün belki açılabilecekti. Zeynep ve Ali çok sevdikleri üniversitelerine kavuşabilmenin hasreti ile yanıp tutuşuyorlardı. Arkadaşlarını da her ne kadar çok özleseler de kampüsün karşısında ki fırıncı Salih amcalarının yaptığı leziz ve nar gibi kızarmış poğaçaları yiyebilecekler miydi? Baba evin ihtiyaçlarına odaklanmış ve arızalanan makinasının parçasını nasıl alacağını düşünmeden edemiyordu.
Anneleri ev işlerini yapıyorken kızını yanına çağırır ve ona
sorar beklenti nedir?
Bir işin olmasını beklemek yani sonucu önceden tahmin etmek gibi bir şey mi
Anne!
-Anne: Sonuç tahmini yeterli olabilir.
-Zeynep: Neden sordun anne şimdi bu soruyu?
-Anne: Beklentili olmak veya bir kişi veya hayattan ümit etmek hakkındaki
düşüncelerini merak ettim.
-Zeynep: Ümit etmek çok güzel hayal kurmak gibi insan hep hayal kurar ve gerçekleşmesini
ister.
-Anne: Örnek verebilir misin?
Yanlarına Ali gelir ve neye örnek verecek ablam! Meraklı
gözlerini ablasına dikerek dinlemeye başlar. Zeynep annesi ile konuştuklarını
anlatır.
-Ali: O zaman ilk önce ben anlatayım der ve hemen başlar.
Babamdan beklentilerim; kırmızı renkte, büyük jantları olan, 2 egzozlu ve yere yakın bir araba istiyorum.
Annesi ve Zeynep gülünce hemen Ali anlar ve ekler.
-Ali: Tabii öncelikler arabayı serebilmem için şehre yakın ve
asfaltı düzgün bir evimiz olmalı.
-Zeynep: Bu yıl üniversitem bittiğinde asgari ücretin 10 katı yüksekliğinde bir
maaş ile işe girmek istiyorum. Arkadaşım Ebru’nun benden özür dilemesini
istiyorum. Okul ve Fakülte birincisi olmak istiyorum.
-Anne: Çocuklar diye o her zaman ki narin ses tonu ile cümleye girer. Beklenti
bizlerin hayatında her zaman olması gereken bir konudur. Ümit etmek veya
beklemek çok güzel sadece şunu her zaman düşünmemiz gerekir. Doğru beklenti
için beklentimizin gerçekleşmeyebileceğini bilmemiz gerekir. Bunun için Babam
bize hep söyle ifade ederdi; Ümit ve Ümitsizlik arası yaşamlısınız. Çünkü
yüksek beklenti dış dünyamızdan beklediğimiz için bizi güçsüz ve aynı zamanda
üzgün bırakır.
Ümidim hep olmalı; masum çocuklar ölmemeli, yetimler bakıma
muhtaç olmamalı…
Bunun için ben ne yapıyorum nerelerde eksik kalıyorum acaba
diye düşünmeliyiz. Diğer insanlar neler yapabilir acaba diye düşünmeliyim. Bunu
yaparken belki bir an ümitsizliğe kapıldığımız anda tekrar ayağa kalkıp tekrar
neler yapabilirim. İnsanların yapacaklarından hiçbir zaman emin olmadan ben ne
yapabilirimi…
Düşünerek Ümit Etmeliyim…
Yorum Gönder
Teşekkürler