Hiç durmayan adamlar… Sorgulamadan yaşayanlar.
Geçip giden ise ömürleri…
Sıra sıra dizilmiş insanlar, hiç düşünmeyecek
kadar yoğun… Olayları anlamaycak kadar meşgul…
Bir cadde dolusu hızla hareket eden insanlar…
Nefes almadan… duraklamadan… Çizgisiz kuralsız
bir yaşam…
Nerde duracağını bilmeden, nerede hamle
yapacağını bilmeden ya bodoslama dalan, yada bakmadan kaçan…
Bir karar alırken irdelemeyen,
Kızarken hatayı düzeltmeden,
Savaşırken yönüne bakmadan,
Savunurken haklıyı aramayan,
Sadece yaşayan… ama öylesine… ama bir hırsla…
ama aşırılaşmış istekleryle… sadece kendine odaklanmış şekilde…
Doğrusu; kendisine özel, şartlarına bağlı,
duygusuna göre değişen…
Başına gelen olumsuzluklarda kendinde pay
görmeyen, suçlayan, bağıran, sonucu kabul etmeyen..
Ona bir haksızlık dokunduğunda ki tepkisi
dünayayı yıkacakmışcasınayken, hak etmediği bir hakkı almaya çalışırken bir
aslanın aceleciliğinde…
Hiç vermeyen, alırkende karşıdakini düşünmeden
isteyen…
Öylesine yaşayan, o bir kişi değil binlerce
kişi, hatta milyonlarca hatta milyarlaca…
Neye tepki verdiler,
Ne için durdular
Neden hareket ettiler
Bunları yaparken doğrusuna bakmadan
“Böyle istiyorum” diyip kapattı konuyu.
Peki buna nasıl “Dur ve bak” diyebilirsin ki?
Kitlenmiş baş aşağı gidenin nasıl koluna girip
yolu gösterebilirsin ki?
Nasıl tekrardan barıştıra bilirsin ki gerçek
dostuyla…
O da sonra :) belki daha sonra :)…
Yorum Gönder
Teşekkürler