Nereye Kadar Erteleyeceğim?

Çalan alarmını zar zor gören Eren, telefonuna ancak basabildi: “Alarmı Ertele”

“10 dakika sonra kalkarım, gece geç yattım” diye mırıldandı. Diğer alarmları da farkında olmadan otomatikman kapattı. Uyandığında saat 08:50’ydi. Hararetli bir şekilde yatağından fırladı.

“Of bugün sporum vardı, çoktan sporu bitirmiş olmam lazımdı.” Evden hızlıca hazırlanıp çıktı.

Otobüsle işe giderken zihninde düşünceler uçuşuyordu.

“Hep aynısını yapıyorum ya, ertelemekten hiçbir şeyin devamını getiremiyorum. Başladığım işler hep yarım kalıyor.…” diye iç geçirdi.

İşe vardığında çoktan yarım saat geç kalmıştı.

Hemen işe koyuldu ve o gün gelen siparişlere göz gezdirdi. Siparişleri hazırlamaya başladı. Bir süre sonra arkadaşı geldi ve hava almaya çıktılar. Yine işini bitirmediğini ve 10 dakika ertelediğini anladı. Bu davranışı farkında olmadan sürekli yaptığını yeni yeni fark ediyordu. Ama kendisine engel de olamıyordu.

Bundan sonra yeni bir sayfa açmaya karar verdi. Sabahları erken kalkıp yürüyüş yapma kararı aldı. Pazartesi günü 6’da uyanabilmişti ve hızlıca hazırlanıp yürüyüşe çıktı. Kendisini çok dinç, enerjik hissediyordu ve morali de yerine gelmişti.

‘’Ben bunu senelerce yaparım’’ diye mırıldandı keyifli bir ses tonuyla. O günü çok verimli geçmişti, iş yerindeki arkadaşları da enerjisini beğenmişti. Bu heyecanla ertesi gün de kalkıp yürümeye başladı. Günü yine güzel geçiyordu. Bu enerjisi varken arkadaşlarını  akşam eve davet etti. Arkadaşlarıyla gece geç saatlere kadar muhabbet etmişlerdi. Ertesi gün kalkmakta çok zorlandığı için;

‘’Yarın kaldığım yeden devam ederim, bugün uyumam lazım’’ diye mırıldandı. Ertesi gün oldu hiç kalkmak istemedi…

Bu süreç 5 sene boyunca devam etti ve 5 senedir hiçbir şekilde devamlı olarak yürüyüş yapmadı… 3 senedir eşini gezdirmemişti ve bunu yeni yeni fark ediyordu. Evinde birikmiş kitapları raflarda boy boy duruyordu ama okumadığını yeni fark etmişti…

‘’Ertelemekle olmaz, bir yerden başlayıp bu sorunu artık çözmem lazım’’ diyordu ama çözmedi…

Ve artık yaşı 60 olmuştu… Para biriktirmeyi ertelemişti, eşine çok konforlu bir hayat yaşatmayı ertelemişti, kitaplarını okumayı ertelemişti. Ve sonunda asıl gerçekle yüzleşmişti:

“Tüm hayatımı ertelemişim… Tüm hayatımı…” diyerek yaslara boğuldu…

Ertelemek insana anlık haz verir. Haz, olumlu hissiyat demektir. İnsanoğlu yapması gereken önemli işleri ertelemeye meyillidir. Ama erteledikçe o yapması gereken iş daha da zorlaşır ve yapılamayacak hale kadar gelir. Aynı bel ağrısına karşı çözümü ertelemek gibi. Erteledikçe o bel ağrısı seneler sonra fıtığa dönüşür ve daha da ilerlerse sporla bile çözülemeyecek hale kadar gelir. İnsanın yaşam konforunu olumsuz olarak etkiler.

Çünkü erteledikçe büyür ve insan çoğu zaman bunun farkında bile değildir. Daha fazla ertelememek için: Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Post a Comment

Teşekkürler