GÜNÜN ZAMANI…

 

Gün açtı, oldu günün sabahı…

Güneşi gelmesini bekleyen çiçek için de…

Yuvasında, yavrularına yemek taşıyan kuş için de…

Geceyi uyanık geçirip, gün doğmadan dinlenmek için mağarasına çekilen yarasa için de…

İşe geç kalmamak için acele eden çalışan için de,

Vakitlice evinden çıkıp erkenden yola koyulan için de…

İlk derse geç kalmamak için koşturan öğrenci içinde,

Zamanında okuluna varmış, ders zili çalmadan sırasında oturan içinde…

Gün ağarmadan çarşıdaki dükkanını açan esnaf için de…

Eğlenmek amaçlı geceyi ayakta geçiren ve sabaha karşı yatanlar için de…

İşlerini halletmek için yatağından kalkan için de…

Oldu, günün sabahı…

Güneş açsa da, açmasa da…

Yağmur yağsa da, yağmasa da…

Mevsim bahar olsa da…

Ya da mevsim olsa da yaz…

Ne itiraz işe yarar, ne de çeker naz niyaz…

Zamanı geldiğinde,

Olur günün sabahı…

 

İnsan...

Zamanın içerisinden gelip geçen insan…

Hayatın, önüne koyduğu sorulara cevap vermesi istenen insan…

Ve bazen cevabı doğru veren, bazen de cevabı eksik veya yanlış veren…

Bazen ise soruyu görmezden gelip, cevabıyla ilgilenmeyen…

 

Zaman akıp giderken…

Hareketin döngüsü devam ederken…

Gelip geçer…

Bu döngü içerisinde sırası gelen…

Bazıları, heybesini doldurarak giden…

Bazılarından çok daha fazlası, heybesini delik deşik eden…

İnsan; gelip, geçen…!

Post a Comment

Teşekkürler