KAÇARKEN YAKALAN, KOVALARKEN YAKALA…

Satın alma yaparken aradığımız şeyi tek tek, uygulamadan uygulamaya, bir alışveriş sitesinden başka siteye bakar, indirimi yakalamaya çalışırız…

Veya dükkân dükkân ararız aynı kovalamaca gibi…

Bir şey satarken de o satış sitesinden başka satış sitesine koştururuz. Bazen dükkân dükkân, esnaf esnaf gezeriz…

Alacağımız şeyi uyguna yakalamaya çalışırken satacağımız şeyi de değerinde satmak için kovalarız…

Bu hayatın doğalı, bunu sadece ticari bir hamle gibi düşünmektense farklı boyutundan bahsetmek istiyorum değerli okurlarımıza…

İnsan hayatının her anında bir alışveriş yapar. Bu bazen eşya olurken, bazen kariyeri için bir seminer, çocuğunun geleceği için bir okul, keyifli zaman geçirmek için konforunu yükseltecek bir makina, zamanını hızlandırmak için bir araç, onu pratik yapacak bir malzeme, iş yerinde başarılı bir personel… Aklınıza her şey gelebilir…

 

Yalnız bu her zaman elle tutulur olmak zorunda değil…

Bazen bu,

Farkındalık oluşturacak bir bilgi…

Onu geliştirecek bir tavsiye…

Problemlerini çözecek bir deneyim…

Kararsızlıklarını giderecek bir strateji…

Kalpleri ısındıracak bir tebessüm…

Veya düşünerek bulacağı bir yol da olabilir…

 

Bunların hepsi bir alışveriştir. Herkes aldığı şeyin en iyisi olmasını hedefler ama çoğu zaman bunu gerçekleştiremez. Kötüsünü alır veya maliyeti yüksek olanı. İşleri her zaman istediği gibi gitmez… 

İşte Deneyimsel Tasarım Öğretisi insana uyguladığında hayatı kolaylaştıracak stratejiler verir…

İnsan hayata ve doğaya uyumlu yaşamak zorundadır, durağan olmayan bir dünyada hareketsiz kalmak nehrin tersine doğru yüzmeye benzer…

Hareketsizlik bedensel ve zihinsel gelişimi olumsuz yönde etkiler ki insanı dengede tutan ufak da olsa hareketine devam ediyor olmasıdır…

Hiçbir zaman problemsiz bir hayatımız olmayacak…

Seçim yapmadığımız bir tercihimiz olmayacak…

Çözümsüz kalmadan sıkışmayacağız…

Zorlanmadan feraha kavuşmayacağız…

İşte bu yüzden,

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki:

“Bir şey almak için onu kovala… Çünkü sana gelendense senin bulduğun daha hayırlıdır…”

“Bir şeye illa ki yakalanacaksan seni kaçarken yakalasın… Çünkü yakalanırken bile mücadeleci olan, ümidi olan kurtulur…”

Sana verilen değil, senin bulduğun…

Senin verdiğin değil, onun aldığı…

Emeksiz çok değil, emekle alınan azı…

Tavizle değil, jestlerle ikramladığını…

Seç…

Çünkü insanoğlu çok nankördür…