Her şey o kadar hızlı ki, durup düşünmeye vakti yok insanoğlunun...
Tabii bu biraz gerçek, biraz da
bahane. Düşünme bedelinden kaçışın en kolay bahanesi.
O kadar hızlı ki her şey, karar
vermek için de hızlı olmak gerekiyor. Araştırmak veya irdelemek yerine hızlı
karar verecek algoritmalar oluşturuyor. Bunun da kolayı var. Bu veya şu kesim
söyledi ise yanlış, bu veya şu kesim söyledi ise doğru. Emin misin? Tabii ki,
daha önce hep öyle oldu. Peki daha önce hep öyle olurken hassas bir irdelemen
var mıydı? Yani ilk inandığında, düğmeyi ilk iliklediğinde gerçekten doğru
muydu?
Bu durum şunu doğuruyor: bir
yanlış ve peşinden koşan hatta sürüklenen milyonlar. Artık onlar normal.
Peşinden koşmayan azınlık ise anormal.
Gerçekten de öyle değil mi?
Körler ülkesinde görenin gözünü çıkarmıyorlar mı? İnsanlar gerçeklere veya
sahtelere göre değil de normal ve anormale göre tepki vermiyorlar mı? Çünkü
gerçek ve sahte açık, alenen ortada olmasına rağmen herkes göremez. Görülmesi
için az biraz bedel gerekir, düşünce gerekir, irdeleme gerekir. Ama
normallikler ve anormallikleri görmek için hiçbir bedele gerek yok. Çoğunluğun
yaptığına bakarsan bunu görmen hiç de zor değil. Çoğunluğa uymak hiç de zor
değil. Hatta dışlanma riski olmadığı için çok daha kolay.
Peki ya gerçekler?
Gerçekler yine her zaman olduğu
gibi görebilenler için açık seçik, alenen ortada durmakta. Biraz mahsun, biraz
buruk ama gururla orada durmakta. Yeter ki hafifçe uzanmasını, biraz elini
uzatmasını bil...
Çok beğendim bu yazıyı, elinize sağlık 👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilYorum Gönder
Teşekkürler