GERÇEK MUTLULUĞUN ÖLÇÜSÜ

Ne kadar seviniyor insan bayram günü.  Bütün aile sevinç içinde bayram namazına gidiyor. Hep beraber 30 günlük bu sabredişi ailecek kutluyor. 

Bayram, zorluklardan sonraki kolaylıklar olarak hayatımızda. Herkes sevdikleriyle beraber oluyor, onlara gidiyor. Tatlılar yeniyor, harçlıklar veriliyor. 7'den 70'e bir coşkuyla kutlanıyor bayramlar.

Peki ya her yerde böyle mi? 

Herkes bayramı böyle neşeyle, mutlulukla mı kutluyor?

Sevdiklerimiz olmasaydı?

Ailemiz tamamen ölmüş olsaydı? 

Gideceğimiz bir camidahi olmasaydı? 

Evimiz bombalanmış olsaydı?

Veya bunların hepsi de yaşanmış olsaydı?

Bu kadar neşeli olabilecek miydik? 

 

Bir de kardeşinin derdini dert edinenler

Bayramımız mübarek olsun

Bu düşüncelerle kardeşlerimiz de her zaman aklımızın bir köşesinde olsun...

Belki o zaman bir mazeretimiz olabilir. Belki o zaman dualarımız samimi olabilir. İnsan yapıp ettikleri ile söyledikleri tutarlı olduğu zaman samimi olur. Bir hassasiyetimiz olmalı ki bir mazeretimiz olsun. O marka çikolata yerine boykot olmayan çikolatayı aldığımızda ortaya bir delil koymuş oluruz. Ne ile ilgili? Samimiyetimiz ile ilgili. Ancak o zaman hareketlerimizde de samimi olabiliriz. Halbuki bugün, her hissettiğimizi olduğu gibi söylemeye samimiyet diyoruz. Ancak gerçek samimi ilişkiler kuramıyoruz. Bu yüzdendir ki hassasiyet duyduğumuz konularda ortaya deliller koymamız gerekiyor. O kişiyi seviyorum diyerek sevmiş olmuyoruz. Sevdiğimize dair deliller olması gerekiyor. Bu meselede de öyle. Hassasiyetim var demekle olmuyor. Bir delil ortaya koymamız gerekiyor. 

Samimi duygularla, samimi deliller ortaya koymak dileğiyle…

Hayırlı bayramlar…


1 Yorumlar

Teşekkürler

Yorum Gönder

Teşekkürler