DENEYİM TRANSFERİ VE TARİHİN EN BÜYÜK DEVLETİ: OSMANLI İMPARATORLUĞU

Her insan doğduğunda hayata karşı deneyimsizdir. Cahil olarak başladığı dünya yolculuğuna devam edebilmesi için algılamaya ve aktarmaya başlar. Çevresini, annesini, babasını ve ihtiyaçlarını algılar. Algılamasıyla aktarması da gelişir. Fark ettiği ihtiyaçlarını ağlayarak aktarır. Hatta her ağlama tonu ile farklı bir ihtiyacını aktarır. Bu sırada öğrenme serüveni de başlar. Bazı öğrenmeleri deneme yanılma yöntemi ile, bazı öğrenmeleri ise deneyim transferi ile gerçekleştirir.

Küçük bir çocukken elini sobaya değdirdiğinde eli yandı ise tekrar ona elini uzatmaz. Çünkü öğrenmiştir acı hissederek, bir miktar canı yanarak öğrenmiştir. Veya annesi ne kadar anlatsa da bıçağın kesici olduğunu deneyerek fark eder.

Evet insan bazı şeyleri deneyerek öğrenir. Fakat çok önemli konularda veya hayatı söz konusu olan bir konuda deneme yanılma yöntemini kullanabilir mi? Boyunu geçmeyen bir havuzda yüzmeyi öğrenmeyi deneyebilir. Ama boyunu geçen bir denizde deneme yapmaz. Çünkü bu hayati bir konudur. Ve hayat deneyerek öğrenecek kadar değersiz değildir. Bu yüzden insan deneyim transfer etmek durumundadır. Bir iş kuracağı zaman daha önce iş kurmuş kişilerin deneyimlerinden faydalanır. Daha önce iş kurmuş ve başarılı olmuş kişilerin deneyimlerinden faydalandığı gibi başarısız olmuş kişilerin de deneyimlerinden faydalanır.

Büyük devletler ve imparatorluklar da böyle kurulmuştur. Tıpkı Osmanlı Devleti gibi. Sonunda üç kıtaya hükmeden, bir imparatorluk haline gelen Osmanlı Devleti Ertuğrul Gazi’nin ve Osman Bey’in Şeyh Edebali’den transfer ettiği deneyimler üzerine kurulmuştur. Bu öyle bir deneyimdir ki binlerce yıldır kurulan ve dünyaya hakim olan devletlerin süreçlerinden damıtılan bir bilgi setidir, bir özet kurallar bütünüdür. Bunun adı da stratejidir.


İşte Şeyh Edebali’den Osman Bey’e aktarılan, Osmanlı Beyliği’ni Osmanlı İmparatorluğu haline getiren stratejiler:


Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana...

Güceniklik bize; gönül almak sana..

Suçlamak bize; katlanmak sana..

Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana..

Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana...

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana..

Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..

 

Ey Oğul!

Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun.

Beyliğini mübarek kılsın.

Hak yoluna yararlı etsin.

Işığını parıldatsın.

Uzaklara iletsin.

Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.

Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de

düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız.

Tıkanıklığı temizlemeliyiz.

 

Oğul!

Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın.

Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin..

Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder.

Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..

Sabır çok önemlidir.

Bir bey sabretmesini bilmelidir.

Vaktinden önce çiçek açmaz.

Ham armut yenmez, yense bile bağrında kalır.

Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.

Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın.

Ona sırt çevirme.

Her zaman duy varlığını.

Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.

Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.

Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler,

Ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.

Ananı ve atanı say!

Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.

Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.

Açık sözlü ol!

Her sözü üstüne alma!

Gördün, söyleme; bildin, deme!

Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...

Şu üç kişiye;

yani cahiller arasındaki alime,

zengin iken fakir düşene

ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!

Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

 

Haklı olduğun mücadeleden korkma!

Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

En büyük zafer nefsini tanımaktır.

Düşman, insanın kendisidir.

Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.

Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir.

Ülke sadece idare edene aittir.

Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur.

Vaktiyle yanılan atalarımız,

Sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler.

Bunun içindir ki, yaşayamadılar..

İnsan bir kere oturdu mu yerinden kolay kolay kalkmaz.

Kişi kıpırdamayınca uyuşur.

Uyuşunca laflamaya başlar.

Laf dedikoduya dönüşür.

Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez.

Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..

Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar.

Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur.

Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür, eseri kalır.

Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı...

Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.

Savaşı sevmem.

Kan akıtmaktan hoşlanmam.

Yine de bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir.

Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır.

Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir.

Bey memleketten öte değildir.

Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.

Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok.

Çünkü, zaman yok, süre az!

Yalnızlık korkanadır.

Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz.

Yalnız başına kalsa da! Yeter ki toprağın tavda olduğunu bilebilsin.

Sevgi davanın esası olmalıdır.

Sevmek ise, sessizliktedir.

Bağırarak sevilmez.

Görünerek de sevilmez!

Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.

Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.

 

Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...

 

  

5 Yorumlar

Teşekkürler

  1. Amerika kıtasını yeniden keşfetmeye çalışmak...bunu kimse yapmıyor. Çünkü çok somut ve hiç mantıklı değil. Ancak başka konularda tekrar tekrar denemek. Daha önce yapılan ve başarılı olana bakmamak. Acaba hayat çok ucuz da biz mi pahalı yaşıyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Bir daha unutmamak umidiyle

    YanıtlaSil
  3. Bunlar ne güzel vasiyetler ne güzel deneyim transferleri elinize sağlık çıktısını alıp asmak lazım

    YanıtlaSil
  4. GEÇMİŞİ İLE ŞİŞEN GELECEĞE YÖN VEREMEYEN TEK ÜLKE BİZİZ MALESEF.DENEYİM TRANSFERİ YOK ÇÜNKÜ

    YanıtlaSil
  5. Nesillerden nesillere aktarılması gereken öğütler. ALLAH razı olsun...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkürler