Her insan diğer insanlarla ya da hayatın kendisi ile
problemler yaşar. Kimisi iş hayatında, kimisi ilişkilerinde…
Bazılarının başarılı olduğu yerde bazıları o kadar da
başarılı değildir ve bazılarının mutsuz olduğu yerde de bazıları çok mutludur.
Aslında her insan karşılaştığı problemleri çözmeye çalışır
ancak uyguladığı çözümün sonucu hiç de beklediği gibi olmayabilir.
İnsan problemlerini
çözdükçe hayatında daha büyük problemleri çözebilir hale gelir. Problemlerini
çözemedikçe de şikâyete hatta isyana meyleder.
|
Bir aşamadan sonra problemlerini görmezden gelmek ve anı
yaşamaktan başka tercihinin kalmadığını zanneder.
Mutluluğa dair ümidini yitirmiş insan anlık keyifler yaşayan
ve sonunda hayatının kontrolünü başkalarına bırakmış, özgürlüğünü kaybetmiş
birine dönüşür.
Anda yaşadığı keyifleri uzun süreli mutluluklara tercih eder
ve gün gittikçe daha da mutsuzlaşır.
Ne kötü bir gidiştir bu!
Halbuki insan zihni
problemlere çözüm üretebilmek için var.
|
|
Ancak bunun için de problemi anlayabilmek ve onu kabul
edebilmek gerekir. Benim gibi olanların benden farklı davranışlarının
arkasındaki gerçek sebep ne?
- Neden ben
böyleyim de eşim, çocuğum, patronum, müşterim, çalışanım benden farklı?
- Neden
bazı konularda çok iyiyim de diğer bazı konularda bir türlü o seviyeye
gelemiyorum?
- Neden
başkalarının iyi olduğu konularda ben o kadar iyi olamıyorum? Benimle onlar
arasındaki fark ne?
- Neden
karşıma hep böyle insanlar çıkıyor?
- Bütün
bunlar bana bir mesaj olabilir mi?
İnsan bu farklılıkların sebebini anladığında onları kabul
edebilir ve problemlere çözüm üretebilir hale gelir. İşte o zaman gerçekten
mutlu ve gerçekten başarılı olanlardan olabilir. Bütün bunlar kendini ve ilişki
kurduğu insanları tanımakla başlar.
Senin de kendine bu
soruları sorduğun anlar oluyor mu? …
Evet ise, bunlar
neler?
İnsanoğlu problemlerini çözebilecek kadar dahaca kendini
tanıyamadı.
Kendini tanımadan problemlerini çözmeye çalışmak çıkmaz
sokakta çıkış aramaya benzer. Çıkmaz sokakta çıkış aramak kendini tanımamaktan
kaynaklanır.
İnsanoğlu bildiğine sabır gösterirken bilmediğine
sabredemez.
Peki, o zaman kendini tanımaya ne dersin?
Bu ve diğer tüm soruların cevapları için Deneyimsel Tasarım
Öğretisi programına davetlisiniz…
|
|
Hepimizi bitiren şey anda keyif alma isteğimiz , daha kalıcı olanı değil de an da olanı tercih etmeyi bıraktığımız an hayat daha keyifli olacaktır :)
YanıtlaSilProblemsiz hayat istiyoruz ama problem yoksa problem vardır :))
YanıtlaSilEn zoru da problemi kabullenmek olsa gerek... Elinize sağlık
YanıtlaSilProblem marifete tabidir...
YanıtlaSilİnsan hayatta bedel ödemeden bir şey elde etmek istiyor. Bedelsiz hiç bir şey insana verilmez. Verilse bile onun temasını göremez. Gerçeği herkes bilir ve kabul eder ama uygulama yapmaz. O zaman bedel ödemesi gerek, bedel ödemesi içinde yaşadığı konfordan vaz geçmeli. İşte o konforun bozulmasını istemiyor.
YanıtlaSilİnsan kendini ve etrafındakileri tanımayınca problem tekrarlamaya başlıyor
YanıtlaSilİnsan anda keyif için terk ettiği şeylerin acısını hisseder de yinede aynı şeyi tekrar eder durur. Marifetsizliğinden yapar bunu.
YanıtlaSilPeki marifetli olabilmek için...?
hepimize iyi yolculuklar diliyorum..
YanıtlaSilSanırım kendimiş dışında herşeyi eleştiriyoruz. Aynada kendimizi bir bulabilsek.
YanıtlaSil“Anda yaşadığı keyifleri uzun süreli mutluluklara tercih eder ve gün gittikçe daha da mutsuzlaşır.
YanıtlaSilNe kötü bir gidiştir bu!”
Bu kısım beni kalbimden bıçakladı! Yazanın kalemine ve yüreğine sağlık… 👌🏻👌🏻
Yorum Gönder
Teşekkürler