Herkesin bir hedefi var hemen ulaşmak istediği. Halbuki okyanuslara açılmak için önce nehirleri geçmek gerekmez mi?
Her insanın büyük hedefleri olsun…
Doğru,
Ama
Hedefini hayal edebiliyorsa…
Zihninde canlandırabiliyorsa…
Daha önce birileri yapıtıysa ve o hedefe kendisinin de ulaşabileceğine inanıyorsa...
Öyle yıldızlar vardı ki, öyle yıldızlar gelip geçti ki dünyadan...
Öyle hedeflere ulaşıldı ki hepsi bir öncekine imkânsız gelmişti.
Yolları açanlar büyük acılarla, büyük iradelerle, büyük zorluklarla açtılar.
Dışarıdan bakana yine imkânsız geldi.
Ama
O hedefi de,
O çıtayı da
biri geçecekti.
Çünkü her iyiden daha iyisi mutlaka var…
İnsan hedeflerinde yanılır.
Bazen ulaşmak istediği tepeyi düşünür ve orada olduğunu düşünmekten keyif alır. Henüz varmadan varacağı yeri hayal ederek keyiflenir, tebessüm eder.
Bu bir devenin diken yemesi gibidir. Deve dikenli ot yedikçe ağzı kanar. Bu kanı içer ve su içtiğini düşündüğü için daha hızlı yer, yedikçe de karnı şişer. Aslında o anda aldığı keyif onu ölüme götürür.
İnsanın varmak istediği yeri düşünmesi iyidir. Ancak daha varmadan haz alması kan içmek gibidir.
Büyük hedefleri olan ve o hedeflere ulaşanlar bunu yapmadı. Onlar hedeflerine yaklaşarak ulaşabileceklerini biliyorlardı. Bunun için şu anda sadece yapabileceklerine konsantre olup önlerine baktılar ve başarılı oldular.
Hedeflere varılmaz, yaklaşılır…
Önüne bakmalı insan, okyanus az ileride tüm ihtişamıyla duruyor.
Kolay olan insanın okyanusa girdiği anki halini düşünmesi…
Zor olansa insanın önüne bakması...
Kafasını önüne eğip o anki işinin en kalitelisine ulaşması…
Yol uzun ama önemli olan yolu izlemek değil, o patika yoldan dikkatlice inmektir. Yolu izleyince dalıp gidersin, hayallere dalarsın. Biraz romantikleşirsin, biraz duyguların aktifleşir…. Bunlar hoş gözükür ama günün battığının farkına varanlar o yoldan hızlıca geçip giderler…
Dünya bunun gibidir.
Gerçekten dünyayı anlayanlar orada dinlenmezler, manzarada takılıp kalmazlar. Her şeyin hareket ettiği ve bir amaçla döndüğü yerde döneni izlemek yeterli olmamalı. Aslolan ona uyumlu olarak daima hareketli olmak ve önüne bakmaktır.
Zoru başarmak, uzağa bakmak değil.
Bütün hedeflerine ulaşabilirsin. Bunun için yapılması gereken hedeflerini duvarlara yazmak değil veya bağıra bağıra söylemek de değildir. Yapabileceğinle uğraşmaktır…
Oturup ders çalışmaksa o, başkasının puanına bakmadan…
Belini büküp tarlasını kazmaksa o, başkasının tarlasını ölçmeden…
Başını eğip tezgahına bakmaksa o, komşunun müşterisini saymadan…
Büyük amaçlarımız ve büyük hedeflerimiz var. Uzun yollarımız ve gidecek mevzilerimiz var. Büyük işlerimiz ve yapacak gücümüz var.
Evvela şu nehri bir geçelim,
bu yolu bir bitirelim,
tezgahımızı güzelce bir temizleyelim...
Umarım hedeflere yaklaşanlardan olabilirim
YanıtlaSilSüreçlerden kopup sonuçlara baktıkça tezgah silmek, her gün işe gitmek , kepçeyle harcadığını kaşık kaşık yerine koymaya çalışmak sıkıcı gelmeye başlıyor. Ama sürece bakabilsek ne kadar keyifli olduğunu da anlayabileceğiz
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı, akıcı olmuş.. Emeklerinize sağlık 🍃
YanıtlaSilHedeflere varılmaz, yaklaşılır.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş
Ellerinize sağlık💐
Yorum Gönder
Teşekkürler