TASARIMCILIĞIN ZİRVESİ

Düşünsene...

 Hayatını istediği gibi tasarlayabilse insan...

Aynı gerçek hayat temalı oyunlardaki gibi...

Harika olmaz mıydı?

Hatta harika ve ötesi...

 

İstediğin şekilde yaşayabildiğini hayal etsene...

Mutluluğunu ve başarını tasarlayabildiğini düşünsene!

Hayali bile keyif veriyor insana, değil mi?

 

Hayat tasarımcılığı!

Kulağa bile garip geliyor...

Garip ve fazla iddialı...

Hatta belki de şey diyesi geliyor insanın...

“Ne bu canım, oyun mu?”

“Gerçek hayatta işler öyle yürümez!”

“İnsan kaderinin mahkumudur, ne yazılmış ise onu yaşar!“

 

Peki, tamam...

Hayat tasarımcılığını şimdilik bir kenara bırakalım...

 

Başka tasarımcılık öykülerine dönelim...

Mesela arsa, bağ, bahçe tasarımcılığı...

Diyelim ki yeni aldığın bir arsa içerisinde peyzaj düzenlemesi yapacaksın...

 

Dikdörtgen 4 dönümlük bir arsa...

Tam ortasına güzel bir ev...

Evin hemen arkasına içi hoş aydınlatmalar ile dolu büyük bir havuz...

Havuzun etrafını saran bodur leylandı ağaçları...

Evin ön tarafına ise ortasında patika olacak şekilde karşılıklı dikili kapıya kadar uzanan meyve ağaçları ...

Hem de her biri farklı bir meyvenin anası...

Bir de güzelce çevirdik mi arasının etrafını...

Şöyle el döşemesi taştan bir duvarla...

E mis gibi bir tasarım oldu işte...

 

Ne yaptık peki, tasarlarken?

Yani tasarım dediğin şey, gerçekte ne?

Bir şeyi tasarlarken aslında ne yaparsın?

 

İyi ya da kötü bir tasarım olmasından bahsetmiyorum...

Tasarımın özünün özü diyorum...

 

Tasarımcılığın özü budur aslında ...

Seçmek...

 

Bazen neyi, ne şekilde, nereye yerleştireceğini...

Bazen neyi, ne şekilde, ne zaman yapacağını...

Bazen kiminle, nasıl, ne zamanı...

 

Ama işin özü seçmek...

Seçenekler arasından seçmek...

 

Şu anki bahsimiz tasarımın kalitesi değil...

Çünkü tasarım kalitesini belirleyen şey, seçim kalitesidir...

Kaliteli bir tasarım için stratejik seçimler gerekir ...

Belki o ilerleyen günlerde başka bir yazının konusu olur J

 

Seçim ve tasarımcılıkta kalite arttırma stratejileri nelerdir?

Diye bir başlık altında mesela...

 

Neyse, biz konumuza dönelim...

 

Nerede kalmıştık ?

Tasarımın özünde ...

 

İnsan neyi tasarlayacak olursa olsun...

Her tasarım seçimlerden ibarettir...

 

Böyle olsun ya da olmasınlar ...

Şu şekilde ya da bu şekildeler...

Önce ya da sonralar...

Ve dahası...

 

Ama işin özü aynıdır aslında...

Seçmek...

Peki, ya sana hayatını da tasarlayabildiğini söyleseydim...

 

Evet, yanlış duymadın...

Gerçek hayat tasarımcılığından bahsediyorum...

Hem de çok özel bir marifet ile...

 

Bizzat her kişinin kendi hayatını dizayn etmesi için verilmiş olan o marifet...

 

Peki, nedir o marifet?

 

İrade!

İrade seçim hakkı demektir...

 

İnsanı insan yapan ana özelliklerden birisidir...

 

İnsan milyarlarca seçenek arasından dinlediklerini seçme lüksüne sahiptir...

Bizi biz yapan en önemli özelliğimiz işte bu...

Hayatında olmasını istediği şeyleri var etmek için sebep tasarlayabiliyor olmak ...

 

“Sebepleri önemli kılan nedir?” dersen...

İşte asıl sır orada...

Sonuçlar sebeplerden kaynaklanıyor...

Sebepler sonuçları dizayn ediyor...

 

Güzel ya da çirkin...

Doğru ya da yanlış...

İyi ya da kötü...

Er ya da geç...

 

Her sonuç mutlaka bir sebebe bağlanıyor...

Bizzat kişi tarafından seçilmiş ve tasarlanmış olan sebeplere...

 

İşte insana hayatını dilediği şekilde yaşama ayrıcalığı tanıyan şey de budur...

 

İradesini özgürce yönetmesi...

Dilediğince seçim yapması...

İstediği sebepleri oluşturması...

Sebepleri ile de sonuçlarını tasarlaması...

 

Yani hayatını tasarlaması...

 

O zaman da hemen şu sorular düşüyor insanın aklına...

 

“Şimdi ben kendi mutluluğumu tasarlayabiliyorsam...”

“Başarılı olmak benim sebep tasarımcılığıma bağlı ise...”

 

“O zaman mutluluk tasarımcılığı nasıl yapılır?”

“Başarılı bir yaşam nasıl dizayn edilir?”

 

“Anlat, bilmek istiyorum!!!”

Hayat tasarımcılığının stratejileri nelerdir ?

 

Takipte kalın ...

 

;)