Börekçi

 

Sabah işine giderken, önünden geçtiği börekçiden gelen kokuya karşı koyamayınca içeri girdi. Bir porsiyon börek ve yanına da çayını sipariş etti. İçerisi sabah işine gitmeden kahvaltısı yapmak için uğramış insanlarla doluydu. Kimi televizyonda sabah haberlerini izleyerek, kimi beraber geldiği arkadaşıyla sohbet ederek kahvaltısını yapıyordu. Böreklerin, poğaçaların ve bir de çayın keskin kokusu arasında etrafını seyre daldı.



O esnada içeriye küçük bir çocuk girdi. Kasada duran ve herkesi yöneten göbekli, kır saçlı adama: “bir prosiyon börek istiyorum ama annemin verdiği kredi kartında limit var mı bilmiyorum. Önce limitine baksak olur mu?..” deyiverdi. Adamın cevabını beklerken adam çoktan böreği hazırlaması için elemanına işaret etti ve çocuğa dönerek “limiti olmasa nolacakmış? İkramımız olur..” dedi tebessüm ederken.

Küçük müşterilerini bir masaya aldılar. Tam yanındaki masaya oturan çocuğun yaşadığı diyaloğa bakarak “eğer limiti yetmezse ben öderim. Acaba şimdiden mi söylesem? Masama da davet edebilirim aslında..” diye düşünürken kendi kahvaltısının bittiğinin farkına vardı. Belki tadı hoşuna gittiğinden, belki şu sahneyi uzatmak istediğinden bir poğaça daha sipariş etti. Derken ufaklığın yemeğini bitirdiğini ve çoktan kasaya gitmiş olduğunu gördü. Tam yerinden kalkacaktı ki biri daha erken davranarak, kasada duran adama ufaklığın ardından göz işareti yaptı. Bana bırak dercesine bir işaretti bu.  Çocuk elinde kartla adama bakıyor ve neden ödemesini almadığını anlamaya çalışıyordu. “dedim ya arkadaşım, bu seferlik bizden ikram” dedi. Çocuk teşekkür ederek dükkandan çıktı.

Esnaf vermek istedi ama veremediğini gördü.

Müşterilerden biri güne, ikram vererek başladı.

Başından beri sahneye şahit olan “ver ki” dedi, "veremediğini gör.."

 

 

1 Yorumlar

Teşekkürler

  1. Fazlasıyla geri dönüyorsa, ne vermiş olabiliriz ki ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkürler