Günlük hayatımızın
bir çok alanında bir şeyleri ölçülendirmekle ilgili birimler kullanılır. Büyük
deriz küçük deriz uzak deriz yakın deriz yüksek deriz alçak deriz. Çok deriz az
deriz ve bu ölçülendirmeler bizim için bir anlam taşır bir değerlendirme fikrimiz
ortaya çıkar. Şu bina çok yüksek diğerleri daha alçakta dediğimiz zaman bir
mukayese olanağı buluruz. Bunu söylediğimizde de binalar arasındaki yükseklik
farkının ne kadar olduğunu veya olup olmadığını anlatmaya çalışırız.
Mesela çok kelimesi bize bir şeyin miktarının fazlaca olduğunu belirtir. Biz bunun miktarının fazlaca ve yüksek ölçüde olduğunu düşünürüz. Aynı zamanda bizim hayatımıza etkisinin de daha yüksek olduğu fikrine varırız.
Peki ama gerçekten
çok olanın bizim hayatımıza etkisi de aynı oranda mıdır?
Mesela insan yemeyi
fazla miktarda yediği zaman daha fazla mı doymuş olur? Ya da cevizli
baklavadan, fıstıklı baklavadan ve
kadayıftan birer dilim yediğimizde biz de aynı miktarda tatmin hissi
oluşur mu? Yoksa tam tersi fazlaca yedigimiz için bizi rahatsız mı eder? Evde
yemek yaparken, malzeme çeşidi ne kadar çoksa yemek de o kadar lezzetli mi
olur? Oysa yemeğin bir reçetesi vardır. Ona göre malzemeleri belli bir oranda
karıştırırız. Tuzunun bir miktarı olduğu gibi içine giren sebzelerin de etin de
miktarı bellidir. Sonra iş yemeye
geldiğinde de belli miktarı aşmamak gerekir. Yoksa rahatsızlıklar başlar. Böyle
bir yaşam biçimi benimsenirse bu defa ilerde daha büyük rahatsızlıklar baş
gösterir. Sonra duyduğumuz bir cümle olur doktorumuzdan:”perhiz yapman lazım..”
Yani kazandığını dilediğin gibi artık yiyemezsin anlamı taşır. Çok zengindir
insan ama bir bakarsınız ki haşlanmış patates dışında birşey yiyemiyor. Ona tuz
atmasına bile müsaade edilmiyor.
Miktar değil, ne kadar temas ettiğidir önemli olan.
Bazen duyarız elinin bereketi denir, sofranın bereketi denir, kazanci bereketli denir. Biz bunun süregelen bir telaffuz olduğunu düşünürüz. Genellikle bereketin gerçekten ne anlama geldiğini pek düşünmeyiz. Öte yandan çok zengin bir yaşantısı olmadığını gördüğümüz bir büyüğümüzün aslında istediği herşeyinin olduğuna şahit oluruz. Evi de vardır arabası da. Kurduğu işletmesi yıllardır işliyordur. Hayatının imar etmiştir o küçük dükkandan kazandıklarıyla. Oysa biz çok zengin insanların ilişkilerinde de çok zengin olduğunu zannediyoruz. O zaman fakirlik yaşayan insanların ilişkilerinin de kıtlıkta olması gerekmez mi?
Bereket miktarın fazlalılığıyla değil, insana ne kadar temasının olduğuyla ilgilidir.
Balıkçılar denize
açılırken birbirlerine söyledikleri bir cümle vardır: rast gele kaptan! Çünkü
denize açılıyorum demek tekneyi baştan sona balıkla dolduracağım demek
değildir. Ya da tarlaya 10 dönüm tohum ekmek bu yıl çok iyi mahsül alacağız
demek değildir. Denizde fırtına çıkabiir, mahsülü dolu vurabilir. Kimileri de
vardır ki bu azların aslında çok olduğunun örneğini taşırlar üstlerinde. Küçük
bir imalathanede hayatını kazanır. Bahçesinin mahsülü çok yoktur ama birşeyler
satın almaya gelince sıra, ona uygun fiyatlı olanlar denk gelir. Tesadüf mü
sizce?..
Bereketinizin bol
olması dileği ile...
Herşeyin bir kıvamı var. Aza kanaat etmeyen çoğu bulamazmış derdi eskiler
YanıtlaSilİstifade ettim, temasımızın bol olması dileğiyle. Niteliktense niceliği ön planda tutmak gerekiyor demek ki.
YanıtlaSilBereketli olsun
YanıtlaSilAllah bereketini versin bu güzel yazıdan hanemize düşene.
YanıtlaSilKaleminize sağlık yaptıklarınızın teması bol olsun
YanıtlaSilALLAH kalan ömrümüzü geçen ömrümüzden bereketli eylesin
YanıtlaSilbereketin miktarla alakası olmadığı gerçeği ne kadar da adaletli :)
YanıtlaSilzamanımız ömrümüz bereketli olsun...yazıyı okurken zaman ayırabilmem de zamanımın bereketi elhamdülillah...
YanıtlaSilİnsanın mayasında var miktarla oynamak. Miktarı arttırdığında çok mutlu olacağını zanneder. Oysa zıttındadır kıvam ve bereket. Zengin çok zengin insanlar miktarı hep arttırdığından kwndini hep aç hisseder. Ne den mi... Bir yerde çpk zenginsen hayat senden mutlaka bir kısmını alır. Bir yerde aşırı zenginsen diğer yerde mutlaka fakirsindir. Bir yerde var olsuysan başka bir yerde yoksundur çünkü.
YanıtlaSilDemek ki bereket matematiksel olarak hesaplanan bir şey değil. Elinize sağlık
YanıtlaSilYorum Gönder
Teşekkürler